28 Şubat 2014 Cuma

TIBBİ BİYOLOJİ VE GENETİK

TIBBİ BİYOLOJİ VE GENETİK

18.02.2014

 

Genetik Biliminin Tarihçesi:

 

Genetik çalışmalardan önce bir canlının nasıl meydana geldiği ve kendine benzer bir canlıyı nasıl ürettiği konusunda Hipokrat, Empedokles, Demokritos ve Aristo gibi birçok filozofun fikir yürüttüğü bilinmektedir.

Pangenezis: Darwin tarafından ortaya atılan bir görüş olup bu görüşe göre genetikte temel etken erkek ve dişinin tüm hücrelerinden gelen minyatür organ kopyalarıdır. Bu kopyalar kan yoluyla taşınıp birleşerek yavruyu oluşturur.

Epigenezis: 18 yy. da Wolff’un civciv gelişimi üzerine yaptığı deneylerle oluşturduğu bu teori diğer teorilerin aksine sperm ve yumurtanın sadece birleştiklerinde bir canlı oluşturduklarını savunmuştur.

Kromozomların keşfi (1840 – Hofmeister)

Homolog Kromozom Kavramı (Walter Suttan)

Bitki Hücrelerindeki çekirdeğin Keşfi (Robert Brown – 1831)

1940 yılında Beadle ve Tatum gen ile enzim arasındaki ilişkiyi ortaya koymuştur.

1944 – Avery ve arkadaşları DNA’yı tanımlayarak (Kromozomların DNA dan yapıldığını tanımlıyorlar)

Rosalid Franklin (1950) DNA molekülünü X ışınıyla fotoğraflamıştır.

Watson, Crick,Wilkins (1953) DNA’nın 3 boyutlu Çift Sarmallı yapısını açıklamışlardı.

(1956) Tijo ve Lavan (46 Kromozom) insan kromozomunun 46 olduğunu bulmuştur.

 

25.02.2014

 

Genetik Materyalin Yapısı, Çoğalması (Replikasyon) ve Protein Sentezi:

 

1868 yılında Meischer adlı bilim adamının hücrelerin nükleusu ile sitoplazmasının ayırmasıyla DNA çalışmaları başlamıştır.

Birçok çalışmanın sonrasında 1944 yılında Avery ve Arkadaşları tarafından kromozomların DNA’dan yapıldığı ortaya çıkmıştır. Bugünde geçerliliğini koruyan 3 boyutlu çift sarmallı yapısını ise 1953 de Watson ve Crick ortaya koymuştur.

 

Nükleik Asitlerin Yapısı:

 

Nükleik asitler tüm hücrelerin Nükleus ve Sitoplazmalarında (mitakondri ve Kloroplast) bulunurlar ve DNA (deoksiribo nükleik asit) ve RNA (ribo nükleik asit) olmak üzere 2 tiptir. Yapılarında şeker, fosfat ve baz üniteleri bulunur. Nükleik asitlerin isimleri 5 karbonlu şekerler tarafından tain edilir. RNA’nın yapısında Riboz, DNA’nın yapısında ise deoksiriboz bulunur.

Nükleik asitlerin yapısında bulunan azot bazları 2 gruptur. Bunlar;

1-      Pürinler: Büyük ve 2 halkalı olup Adenin ve Guanin bazlarını içerirler.

2-      Primidinler: Küçük ve tek halkalı olup Sitozin, Timin ve Urasil bazlarından meydana gelirler.

3-      RNA’da DNA’dan farklı olarak Timin yerineUrasil bazı bulunur.

 

Baz + şeker à Nükleosit

Nükleosit + FosfatàNükleotit

 

DNA ve RNA deki Nükleotidler birbirleriyle Fosfodiester ağlarıyla bağlanır.

 

DNA (Deoksiribo Nükleik Asit)

 

DNA daki Deoksiriboz 5 karbonlu şeker Pentoz dur.

DNA’da genel olarak

A=T

G=C (sitozin)   sayısı birbirine eşittir ve buna Shargaff kuralı denir.

Adenin ile timin arasında 2, guanin ile sitozin arasında 3 hidrojen bağı vardır. Watson, Crick modeline göre DNA çift iplikli sarmallı olup, yuvarlak bir merdiveni andırır. Bu merdivende DNA bir eksen etrafında sağa dönüşümlü, Helix biçimindedir. Çift iplikten birisi 51 à31 şeklinde uzanırken diğeri 31à51 şeklinde uzanır.

Denatürasyon: DNA’nın çift sarmal yapısını yüksek sıcaklık veya aşırı Ph dereceleriyle hidrojen bağlarının çözülerek tek iplik haline geçmesine denir. Uygun şartlarda tekrar eski formuna dönmesine ise Renatürasyon denir.

 

clip_image002

 

DNA’nın sarmal yapısına göre farklı formları vardır. En çok gözüken formu B-DNA’dır. Bunun dışında A,C,D,E ve Z – DNA’larda mevcuttur. Bu farklılıklar DNA’nın sarmal yapısındaki farklılıklara göre oluşur. Sadece Z-DNA sola dönüşümlüdür.

 

clip_image004

 

 

DNA’nın Çoğalması (Replikasyonu-Kendini Eşlemesi):

 

DNA molekülü replikasyon için kendi yapısını kalıp olarak kullanır. Replikasyon başladığında DNA Helikaz enzimi tarafından Helix yapıdaki hidrojen bağları koparak iplikçikler birbirinden ayrılır. Birbirinden ayrılan iplikçiklerin  her biri kendilerine Komplementer yeni DNA iplikçikleri sentezler. İpliklerden birisi muhafaza edilir.onun karşısına yeni iplik geldiğinden bu olaya semi konservatif replikasyon denir. DNA’da replikasyon esnasında açılma orjin denen bölgelerden başlar. Bir orjinde sentezin başladığı yerden itibaren replike olan DNA parçasına Replikon denir.

 

11.03.2014

 

DNA replikasyonu sırasında bazı enzimler görev alır. Bu enzimlerden ilki DNA sarmal yapısını açan ve tekrar sarmal özellik kazandıran Topoizomeraz enzimidir. Bundan sonra çift iplikleri birbirine bağlayan azotlu bazla arasındaki zayıf hidrojen bağları Helikaz (nükleaz) enzimi tarafından orjin bölgelerinden bir fermuar gibi açılmaya başlar.

 

clip_image006

clip_image008

 

Hidrojen bağlarının kopmasıyla birlikte ayrılan ipliklerin karşısına yeni iplikler sentez edilir. DNA’nın bu durumdaki haline Replikasyon Çatalı ismi verilir.

DNA replikasyonunda açılan ipliklerin bir tanesinin karşısına sentezlenen yeni ipliğe devamlı (sürekli-kesiksiz) iplik denirken, diğer ipliğin sentezi parça parça olur, bu parçalara Okazai Fragmentleri denir.

 

clip_image009

 

 

 

Replikasyon esnasında yeni sentezlenen ipliklerin anti paralelliği sağlaması için (51-31) bir RNA primerine ihtiyaç duyulur. Bu RNA primeri Primaz enzimi tarafından sentezlenir.

Yeni sentezlenecek iplikleri DNA polimeraz enzimleri yapar.

Parçalı şekilde sentezlenen iplikçikteki Okazaki fragmentleri DNA Ligaz enzimleri tarafından birbirlerine yapıştırırlar.

 

Santral Doğma (DNA dan Protein Sentezi-Elde etme)

 

 

DNA                       à                         mRNA à(t RNAaracılığıyla)        Protein

                                                                        

Transkripsiyon                  Translasyon

 

 

Santral Doğma: DNA’nın belli bir bölgesinin (kod) mRNA’ya (kodon) aktarılıp ribozomdaki uygun tRNA’lar (antikodon) aracılığıyla protein sentezine, dönüşümüne denir. DNA daki şifrenin mRNA’ya aktarılmasına Transkripsiyon  bu şifreninde proteine dönüştürülmesine Translasyon adı verilir.

Transkripsiyon olayında istenilen amino asit çeşidine göre uygun gelen DNA bölgesinin hidrojen bağları koparılarak açılır. Bu bölgenin karşısına RNA polimerazlar sayesinde uygun kodu içere mRNA sentezlenir. Daha sonra mRNA çekirdekten çıkıp sitoplazmadaki ribozomun alt birimine bağlanır.

 

Translasyon: Translasyon, Transkripsiyon sonucunda çekirdekteki DNA’dan kopyalanan genetik bilginin mRNA tarafından sitoplazmadaki ribozoma taşınıp burada tRNA aracılığıyla bir protein veya polipeptid zinciri haline dönüştürülmesidir.

 

PROTEİN SENTEZİ

 

Protein Sentezi başlıca 4 aşamada gerçekleşir.

1-      Amino Asitlerin (a.a) aktivasyonu: mRNA tarafından genetik şifreye göre sitoplazmada serbest halde dolaşan a.a.’lerin t RNA’ya uygun şekilde bağlanması gerekir. Bu bağlanmayı Aminoaçil tRNA Sentetaz enzimi gerçekleştirir.

2-      Sentezin Başlaması (İnitation): Protein Sentezi mRNA’nın taşıdığı şifrenin başında bulunan AUG (methianin) başlama kodu ile başlatılır. Bununla birlikte sentezin başlayabilmesi için enerjiyle beraber. Başlama faktörleri ( IF-1, IF-2, IF-3 ) nin oluşturduğu sentez başlatma kompleksine ihtiyaç vardır.

3-      Protein Zincirinin Uzama Safhası (Elangation): Bu safha boyunca mRNA daki şifreye göre Aminoaçil tRNA molekülleri ribozoma getirilir ve bunların Aminoaçil kısımları büyüyen polipeptid zincirinin karboksil grubuna eklenerek devam eder. Burda da uzama faktörleri görev alır.

4-      Polipeptid zincirinin Sonlanma Safhası (Termination): mRNA’daki şifrelemeye uygun eşleşmeler son aminoasit kodonundan sonra UAA, UGA veya UAG stop kodonlarından birisi geldiğinde sonlanır. Bu aşamada da sonlanma faktörleri görev alır. Bu faktörler sayesinde yeni oluşan polipeptid zincir yada protein ribozomdan ayrılır. Daha sonra özellikle golgide 3 boyutlu yapısını kazanarak aktif hale gelir.

 

Protein Sentezi Düzenlenmesi:  

Protein sentezinin düzenlenmesi gen aktiviteleri ile olur, bu genler başlıca 2 grup altında toplanır.

1)      Fonksiyonel Genler:

a)      Regulatör (R-Düzenleyici) Genler: Baskılayıcı maddeleri sentezleyen genlerdir.

b)      Promator (P-iletici) Genler:  RNA polimeraz enziminin bağlandığı genlerdir. Enzimin bağlanmasından sonra DNA çift heliksi açılır ve RNA sentezlenmeye başlar.

c)       Operator (O) Genler: Yapısal genlerin sentez aktivitelerini kontrol ederler.

2)      Yapısal Genler:

Herhangi bir protein sentezi ihtiyaç duyulduğu zaman ilgili DNA molekülünü ve mRNA oluşumunu sağlayan genlerdir. Promator ve Operator genler ile Yapısal genlerin oluşturdukları birime “Operon” adı verilir.

 

18.03.2014

MENDEL GENETİĞİ

 

Mendel genetiği: Kalıtsal özelliklerin yeni kuşaklara geçiş ilkeleri ilk kez Gregor Johann Mendel’in (1822-1884) deneyleriyle ortaya konduğundan Mendel çağdaş Genetiğin babası sayılmaktadır. Mendel birçok canlıyla çalışmalara başlasa da en iyi sonuçları Bezelye (Pissum Satium) türüyle yaptığı çalışmalarla elde etmiştir. Doğum yılı olan 1800 yılı genetiğin doğum yılı olarak bilinmektedir.

 

Genetik Kavramlar (Terminoloji):

Gen: Herhangi bir özelliği belirleyen kromozomlardaki (DNA) belirli bölgelere denir.

Genotip: Bir organizmanın sahip olduğu genlerin toplamına denir.

Fenotip: Bir organizmanın fizyolojik ve anatomik özelliklerine denir.

 

Örn; Gözün rengi Fenotip, o rengin oluşmasını sağlayan gen veya genlere ise Genotip denir.

 

Özellik:  Atadan yavruya geçen herhangi bir karakter.

Kalıtım: Özelliklerin atadan yavruya aktarımları.

Genetik:  Özelliklerin atadan yavruya nasıl aktarıldığını inceler.

Allel:  Farklı özelliklere neden olan bir genin alternatif formları (Dominant, Resesif)

Dominant Allel (Dominantlık): Fenotipte etkisini gösteren özelliğe ait Allellere denir. Büyük Harflerle Simgelenir “R”  (Baskın) gibi.

Resesif Allel: Fenotipte özelliğini ancak homozigot olarak gösterebilen Allellere denir.

clip_image011

 

Homozigot: Özdeş Allelleri bir arada bulundurangenotipik durumdur.

 

(“DD”    ,              “dd”)

    ↓↓                  ↓↓

Allel,Allel        Allel, Allel

 

Heterozigot: Farklı Allelleri taşıyan (Dominant ve Resesif bir arada) genotipik durumdur. (D,d)

 

Hibrid= Melez= Heterozigot

 

25.04.2014


 

MONOHİBRİD ÇAPRAZLAMA

Sadece 1 karakterin farklı formlarıyla yapılan çaprazlamaya denir. Örneğin; bezelyedeki tohum şekli 1 karakter tohumun düz ya da buruşuk oluşu farklı formlardır.

 

A = DÜZ

A = BURUŞUK

 

   

(Düz)

 

(Buruşuk)

 

P :

 

AA

x

aa

PG:

 

A

x

a

 

F1:

 

Aa (DÜZ)

X

Aa (DÜZ)

KENDİLEŞTİRME

F1G:

 

A;a

X

A;a

 

F2:

 

AA ; Aa

 

Aa ; aa

 
   

Düz     Düz

 

   Düz   Buruşuk

 
           

 

Monohibrid Çaprazlama Oranlar:           Genotipik oran; 1 : 2:1

                                                                              Fenotipik oran; 3 : 1

 

 

Punnet Karesi:

clip_image012
         

A

Dişi Gamet

 
a

A

AA
1/4

Aa
1/4

a

Aa
1/4

aa
1/4

 

Resiprokal Çaprazlama: Kalıtılan karakterin eşeye mi bağlı yoksa otozomal mı olduğunu anlamak için yapılan çaprazlamadır. Bu çaprazlamada dişi ve erkek karakterlere göre yer değiştirilir.

 

Gamet sayısı = 2 n   n= Heterozigot sayısı

 

DİHİBRİD ÇAPRAZLAMA

İki farklı karakteri taşıyan bireyin başka bir bireyle çaprazlanması sonucunda oluşan birleşmeye denir.

D=düz

D=buruşuk

B=sarı

B=yeşil

 

   

(Düz-Sarı)

 

(Buruşuk-yeşil)

 

P :

 

DD BB

x

dd bb

PG:

 

DB

x

db

 

F1:

 

DB;Db;dB;db

X

DB;Db;dB;db

KENDİLEŞTİRME

 

 

clip_image013clip_image014clip_image015clip_image016
              

DB

Db

dB

DDBB=1

DDBb=2

DdBB=2

DdBb=4

DDbb=1

Ddbb=2

ddBB=1

ddBb=2

ddbb=1

 

9 farklı genotip

 
db

DB

DD;BB
düz-sarı

DDBb
düz-sarı

DdBB
düz-sarı

DdBb
düz-sarı

Db

DDBb
düz-sarı

DDbb
düz-yeşil

DdBb
düz-sarı

Ddbb

düz-yeşil

dB

DdBB
düz-sarı

DdbB
düz-sarı

ddBB
buruşuk-sarı

ddBb
buruşuk-sarı

db

DdBb
düz-sarı

Ddbb
düz-yeşil

ddBb
buruşuk-sarı

ddbb
buruşuk-yeşil

 

                                               Atasal                                                                  Atasal

Fenotipik Oran:                Düz – Sarı; Düz – Yeşil; Buruşuk – Sarı; Buruşuk – Yeşil;

                                                                              Rekombinant

 

Dihibrid Çap.Fen.Oradn: 9;3;3;1

 

01.04.2014

 

TRİHİBRİD VE MULTİHİBRİD ÇAPRAZLAMA

 

A=Düz tohum

A=Buruşuk tohum

B=Sarı çiçek

B=Yeşil çiçek

C=Bitki boyu uzun

C=Bitki boyu kısa

(Düz-Sarı-Uzun)

(Buruşuk-yeşil-Kısa)

P :

 

AA BB CC

x

aa bb cc

PG:

A B C

x

a b c

F1:

Aa Bb Cc
düz-sarı-uzun

X

Aa Bb Cc
düz-sarı-uzun

KENDİLEŞTİRME

F1G:

ABC,Abc,aBC,abc;abC,Abc,AbC,aBc

 

 

n = Heterozigot sayısı

Gamet Sayısı           =  2 n

Trihibrid       =  23 = 8

3n        = Farklı Genotip Sayısı

33          = 27 farklı genotip

4n        = yavru birey sayısı

43        = 64 yavru

 

Mendel Oranlarından Sapmalar (Genler Arası Etkileşim)

 

1)      Yarı Dominantlık veya Eksik Dominantlık: Normalde heterozigot durumda dominant karakterin özelliğini gözükmesi beklenirken bu durumda allelerin birbirine tama baskın olmadığından Heterozigot durumda anne ve babanın özelliklerine ait ara bir form oluşur. Örn; akşam sefası bitkisi.

   

(kırmızı)

 

(beyaz)

 

P :

 

AA

x

aa

PG:

 

A

x

a

 

F1:

 

A a
(pembe)

X

A a
(pembe)

KENDİLEŞTİRME

F1G:

 

A     a

 

A     a

 

F2:

 

AA ; Aa
Kırmızı;Pembe

 

Aa ; aa
Pembe ;Beyaz

 
           

F.O:

 

01:02:01

     

 

2)      Eş Baskınlık (Kodominansi): 2 allel de birbirine baskınlık gösteremez bu tür durumlarda heterozigot bireylerde her iki allele ait özellik de görülür.

 

(kırmızı)

(beyaz)

P :

 

K1 K1

x

K2 K2

PG:

K1

x

K2

F1:

K1 K2

X

K1 K2

KENDİLEŞTİRME

F1G:

K1            K2

K1            K2

F2:

K1 K1            K1 K2

K1 K2       K2 K2

Kırmızı                Kırmızı - Beyaz         Beyaz     

Örn; Beyaz inekle, kahverengi boğanın çiftleşmesi sonucu alaca danaların oluşması

 

 

MN kan grupları

 

MM               x                      NN

LM  LM                 x                      LN  LN

 

LM                         x                      LN 

LM  LM                 LM  LN                  LM  LN                  LN  LN 

                      

3)      Letal Alleller (öldürücü genler):  Bazı alleler homozigot durumda bulunduğunda Letal (öldürücü) etki gösterirler. Bu alleller dominant veya resesif olabilirler.

 

 

 

(kırmızı)

(beyaz)

P :

 

AA

x

aa

PG:

A

x

a

F1:

A a

X

A a

KENDİLEŞTİRME

F1G:

A     a

x

A     a

F2:

AA ; Aa
Kırmızı;Pembe

Aa ; aa
Pembe ;
Beyaz

F0:

1;2;1

bu heterozigot allel olanlar letaldirler ve ölebilirler

 

Örn; insanlardaki kısa parmaklığa neden olan dominant allel homozigot durumda öldürücüdürler.

1 yorum:

Unknown dedi ki...

Bu sayfanızda tanıtım çalışması yapmak istiyoruz. Detaylar için lütfen iletişime geçin. marketing@protranslate.net